Belgrad Ormanı'nda kaybolan peyzaj mimarı Ece Gürel, 4 gün sonra arama kurtarma ekipleri tarafından bulundu. Donmak üzere olan Gürel'in hayatta kalma mücadelesi, uzmanları da hayrete düşürdü. Medipol Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Müslüm Süngü, Gürel'in hayatta kalma hikayesini değerlendirdi.

4 Gün Açlık ve Soğukta Hayatta Kalmak Mümkün mü?

Dr. Süngü, yaşam süresinin ortam sıcaklığı, kişinin yaşı, var olan sağlık sorunları ve olay öncesi açlık/susuzluk durumuna bağlı olduğunu vurguladı. 3 gün hayatta kalınabileceğini ancak bu süreçte halsizlik, bilinç bulanıklığı, organ fonksiyonlarında bozulmalar ve elektrolit dengesizlikleri gibi ciddi risklerin ortaya çıktığını belirtti. Süre uzadıkça riskler katlanarak artar. Gürel'in durumunda, bulunduğu İstanbul'daki ormanın sağladığı imkanlar da etkili olmuş olabilir. Yağmur birikintileri, bazı yenilebilir bitkiler hayatta kalmasına katkıda bulunmuş olabilir. Ancak Kahramanmaraş ve Adıyaman depremlerinde görüldüğü gibi, açlık ve susuzluk 8-10 günden sonra çoklu organ yetmezliğine ve ölüme yol açabilir. Gürel'in durumunda şans faktörü ve belki de sağlam bir fiziksel yapısı etkili olmuştur.

Hipotermi Riski ve Vücudun Savunma Mekanizmaları

Dr. Süngü, soğuk havanın hayatta kalma şansını nasıl etkilediğini açıkladı. Normal vücut ısısının 37 derece olduğunu, 35 derecenin altına düşmesiyle hipotermi başladığını ve 32 derecenin altında ölüm riskinin çok arttığını belirtti. Gürel'in kış koşullarında yeterli kıyafet olmadan uzun süre hareketsiz kalması, hipotermi riskini önemli ölçüde artırmıştı. Eğer birkaç gün daha bulunamamış olsaydı, sonuç çok daha vahim olabilirdi. Vücudun açlık ve susuzluk durumunda öncelikle glikoz depolarını, ardından protein ve yağları enerji kaynağı olarak kullandığını, kas ve yağ dokusunun erimesiyle kişinin giderek zayıfladığını ve kalp ritim bozuklukları gibi risklerin ortaya çıktığını açıkladı. Bu durum ölüm riskini de artırmaktadır.

Ormanlık Alanlarda Hayatta Kalma Stratejileri

Dr. Süngü, ormanlık alanlarda hayatta kalmanın zorluklarına değindi. Su bulmanın ve korunmanın önemini vurguladı. Ece Gürel'in hayatta kalmasını şansa bağlamak mümkün olsa da ormanlık alanda bulunan küçük yağmur birikintileri veya bazı bitkilerin tüketilmesi hayatta kalma süresini uzatmış olabilir. Bu durum, insan vücudunun olağanüstü dayanıklılığını gösteren bir örnektir. Ancak, uzun süreli açlık ve susuzluğun ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı unutulmamalıdır. Gürel'in deneyimi, doğada hayatta kalma konusunda hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.